Cumhuriyet kadını 86 yıl önce bugün seçme ve seçilme hakkını elde etti. Kadına verdiği değerle dünyaya örnek olan bu milletin mensubu olmaktan gurur duyuyorum.
Kadın toplumun en etkili birleştirici ve koruyucu unsurudur. Adil ve kalkınmış bir toplum inşa etmek; kadınların sosyal, ekonomik ve kültürel olarak ilerlemesine bağlıdır. Demokratikleşme yolunda kadınların eğitimden istihdama, sağlıktan hukuka her alanda eşit fırsat ve olanaklara sahip olması sosyal adaletin bir şartıdır. Bu kapsamda kadınların kültür, duygu ve mantık zenginliğini kullanabilmelerinin yolunu açan her düzenleme demokrasi nezdinde kıymetlidir.
Dünya, kadın kimliği üzerinden farklılıklara giderken Türk toplumu, tarihin her devresinde kadına verdiği değeri hem sözleri hem de uygulamaları ile ortaya koymuştur. Kadınlarımızın dâhil olmadığı hiçbir sosyal ve kültürel hareketin başarıya ulaşamayacağı bilinciyle yaşanan değişimler, en büyük ders olarak tarihte yerini almıştır. Yine tarih; sosyal, kültürel ve siyasal alanların ihya ve inşasında başarılı kadınlarımızı altın harflerle yazmıştır.
Unutulmamalıdır ki toplumsal kalkınmanın en önemli şartı eşitlik ve kadınlara hak ettikleri itibarı vermektir. Demokrasinin en somut ve en meşru aracı olan seçme ve seçilme hakkının kadın ve erkek ayrımı yapmadan sağlanması ise atılımların en çığır açanıdır. Cumhuriyet tarihimiz de demokratikleşme yolunda en büyük devrimlerin yapıldığı, dünyaya örnek olduğu dönemdir.
Cumhuriyetimizin ilanı ile uygulamaya konulan düzenlemelerle kadın hakları açısından çok önemli gelişmeler kaydedilmiştir. 1924 yılında Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kadın ve erkeğin eşit öğretim imkânlarından yararlanmasından, 1933 yılında kadınların köy muhtarlığına ve ihtiyar heyeti azalığına seçilme hakkına kadar kadınlarımız hem sosyal hem de siyasal hayatta haklarını elde etmişlerdir. Özellikle kadın hakları açısından 1930 yılından itibaren çıkarılan yasalar çok etkili olmuştur.
5 Aralık 1934 yılına gelindiğinde ise Atatürk devrimlerinin en önemlilerinden biri hayata geçirilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti kadınları, seçme ve seçilme hakkını elde etmişlerdir. O günden bugüne, kadının toplum hayatındaki yeri ve statüsünü sağlamlaştıran seçme ve seçilme hakkı; kadınlarımızın, ezelden beri sahip oldukları yeteneklerini, cevherlerini daha çok gösterme ve hayatın birçok alanında emsalsiz başarılara ulaşma imkânını sağlamıştır.
Kadınların sosyal, siyasal ve ekonomik hayata katılımlarının önünü açan bu hak; demokrasinin de nişanesi olmuştur. Müreffeh bir toplumun temel taşı olan kadınlarımız; elde ettikleri haklar ile daha çok cesaretlenmiş, geleceğin inşasında daha verimli olan başat bir rol üstlenmişlerdir.
Bugün kadınlarımızın; devlet yönetiminde, bilimde, sanatta, sporda ve edebiyatta olduğu gibi birçok alanda gösterdikleri başarılar gurur kaynağımız olmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti; çalışkanlığı ve azmi ile yapacağı güzel işler, açacağı yeni ufuklar için kadınlarımıza dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de destek verecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmet ve minnetle anıyor, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 86. yıl dönümünü kutluyorum.